Hatırlanacağı üzere para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar gibi bazı varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına yönelik olarak bugüne kadar 3 kez yasal düzenleme yapılmış ve başarı ile uygulanmıştır. Bu düzenlemeler kısaca aşağıdaki gibidir:
1) 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun, hem yurt içi hem de yurt dışında bulunan varlıkların milli ekonomiye kazandırılmasına yöneliktir. Bu Kanun ile,
a) Gerçek ve tüzel kişilerce 1/6/2009 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan
- Para,
- Döviz,
- Altın,
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları
- Ve taşınmazların
ekonomiye kazandırılması ve taşınmazların kayda alınması,
b) Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak 1/6/2009 tarihi itibarıyla kanuni defter kayıtlarında işletmenin öz kaynakları arasında yer almayan,
- Para,
- Döviz,
- Altın,
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları
- Ve taşınmazların
sermaye olarak konulmak suretiyle işletmelerin sermaye yapılarının güçlendirilmesi amaçlanmıştır. ilgili Kanun uyarınca, yurt dışındaki varlıkların beyan edilen değeri üzerinden % 2, yurt içindeki varlıkların beyan edilen değeri üzerinden % 5 oranında vergi alınmıştır.
2) 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun geçici 3. maddesinde yapılan düzenlemeyle, 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun 3. maddesi kapsamında beyanda bulunmakla birlikte, koşulları yerine getiremeyenlere yeni bir olanak sağlanmıştır. Yapılan düzenlemeyle; yurt dışında bulunan varlıklarını süresi içinde Türkiye'ye getiremeyenlere, süresi içinde sermaye artırımında bulunmayanlara ve tarh edilen vergileri vadesinde ödemeyenlere bu koşulları yerine getirmeleri için ek süre verilmiştir.
3) 6486 sayılı Kanunun 13. maddesiyle Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 85. madde ile, sadece gerçek veya tüzel kişilerce 15/4/2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların milli ekonomiye kazandırılması amaçlanmıştır.
Yapılan düzenleme göre, gerçek veya tüzel kişilerce 15/4/2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan;
- Para,
- Altın,
- döviz,
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
- varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazların
31/7/2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyette bulunan bankalara veya 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan aracı kurumlara bildirilmesi ya da vergi dairelerine beyan edilmesi zorunlu tutulmuştur. Bu şekilde beyan edilen varlıkların değeri üzerinden % 2 oranında vergi alınmıştır.
Bu konudaki en son düzenlemenin ise 22/7/2016 tarihinde TBMM'ye verilen ve kısa sürede yasalaşması beklenen "Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi" ile yapılması öngörülmektedir. Yapılması öngörülen söz konusu düzenleme, önceki varlık barışlarından farklı olarak yurt içi ve yurt dışında bulunan bazı varlıkların vergisiz olarak milli ekonomiye kazandırılmasına ilişkindir.
Söz konusu Kanun Teklifinin 7. maddesi ile;
a) Yurt dışında bulunan
- Para,
- Altın,
- Döviz,
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları,
- Her türlü gemi, yat ve diğer su araçlarının
31.12.2016 tarihine kadar Türkiye'ye getirilmek suretiyle,
b) Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin sahip oldukları Türkiye'de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan
- Para,
- Altın,
- Döviz,
- Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının
31.12.2016 tarihine kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilmek suretiyle, milli ekonomiye kazandırılması ve bu şekilde Türkiye'ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle hiç bir şekilde herhangi bir vergi incelemesi, vergi tarhiyatı, araştırma, inceleme, soruşturma ve kovuşturma yapılmaması, milli ekonomiye kazandırılan söz konusu varlıkların değeri üzerinden herhangi bir vergi alınmaması öngörülmektedir.
Söz konusu Kanun Teklifinde yer alan düzenlemenin incelenmesinden de fark edileceği üzere, varlık barışı kapsamında milli ekonomiye kazandırılacak olan yurt dışında veya yurt içinde bulunan söz konusu varlıklar arasında ilk defa TAŞINMAZLAR yer almamaktadır.
Yaptığımız araştırmada, söz konusu düzenlemede taşınmazlara bilinçli olarak mı yer verilmediği yoksa atlanıldığı mı konusunda net bir bilgi edinilememiştir. Kanun teklifinin amacı göz önünde tutulduğunda, yani yurt dışında bulunan varlıkların Türkiye'ye getirilerek milli ekonomiye kazandırılması ve yurt içinde bulunan ancak işletme kayıtlarında yer almayan varlıkların kayda alınarak şirketlerin öz kaynak yapısının güçlendirilmesi hususları dikkate alındığında, varlık barışına ilişkin düzenlemenin yer aldığı 7. maddede sayılan varlıklara mutlak suretle taşınmazlar da ilave edilmelidir.
Taşınmazlar olmadan söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesinin bir anlamı olmayacağı gibi, söz konusu düzenlemeden beklenen amacın gerçekleşmesi de olumsuz yönde etkilenecektir. Çünkü, özellikle yurt içinde gerçekte şirketlere ait olan ancak şahsi veya ticari çeşitli nedenlerle ortaklar veya 3. şahıslar adına kayıtlı bulunan çok sayıda taşınmaz bulunmaktadır.
Düzenleme kapsamına taşınmazların da dahil edilmesi halinde, bu durumdaki taşınmazlar işlemin gerçek mahiyetine uygun olarak vergisiz bir şekilde işletme kayıtlarına alınmış olacak, işletmelerin öz kaynak yapısı daha da güçlenecek, şirketlerin kredibilitesi artmış olacaktır.
Ayrıca, önceki varlık barışı düzenlemeleri ile de bir paralellik sağlanarak, önceki kanunlardan yararlananlar ile yapılacak yeni düzenlemeden faydalanacak olanlar arasında oluşabilecek haksızlık da giderilmiş olacaktır.
Bu konuda ortaya çıkabilecek sakıncalı durumların şimdiden önüne geçmek ve söz konusu düzenlemeden beklenen amacın gerçekleşmesi adına durumu başta SAYIN MALİYE BAKANIMIZ OLMAK ÜZERE MİLLETVEKİLLERİMİZ ile MALİYE BAKANLIĞI YETKİLİLERİNİN NAZİK DİKKATLERİNE SUNUYORUM.
Saygılarımla.
Tarih : 24.07.2016
Abdullah TOLU
Yeminli Mali Müşavir
Kaynak: www.dt-audit.com
(Bu makale yazılı veya elektronik ortamda kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.