Gerçek ve/veya tüzel kişilerin personellerine ramazan kolisi, erzak yardımı, ramazan paketi vb. adlar altında yaptıkları yardımlar özellikle içinde bulunduğumuz mübarek ayda sıklıkla gündeme gelmektedir. Söz konusu yapılan yardımlar işletmenin personel nezdindeki prestijini arttırmakta işletme personeli dışındaki kişi ve/veya kurumlara yapılan yardımlar aynı zamanda işletmeye toplum nezdinde itibar kazandırmakla kalmayıp işletmenin ticari faaliyetini de arttırmaktadır.
Mevzuata aykırı uygulamalarda ise işletmeler vergi cezalarına muhatap olmaktadırlar.
GVK 61. MaddesindeÜcret; “Ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” Şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddede “Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” Hükümlerine yer verilmiştir.
Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere; İşverenlerce çalışanlara verilecek Ramazan Paketi veya erzakı olarak tabir ettiğimiz ve içinde gıda, içecek, giyecek, yakacak ve temizlik malzemesini içeren paketler KDV dâhil alış bedeli toplamını oluşturan tutarın personele verilmiş net ücret olarak değerlendirilip buna göre hesaplama yapılması gerekir.
Yani KDV dâhil alış bedeli, ilgili personelin, yılbaşından o güne kadar işletmeden almış olduğu nakdi veya varsa ayni başka ücretlerin toplamına ilave edilerek brüte tamamlanarak hesaplanacak toplam brüt tutar üzerinden çalışanın ücretine ait gelir vergisi ve damga vergisi hesaplanması gerekmektedir. İşletmenin brüt ücret üzerinden hesaplayacağı stopaj gelir vergisini de vergi dairesine beyan ederek ödemesi gerekmektedir. İşletme kendi Gelir ve/veya Kurumlar Vergisi hesaplamasında; dağıtmış olduğu paketin tedarikinde ödemiş olduğu KDV dahil tutarı ve hesaplayarak Vergi Dairesine ödemiş olduğu Stopajı ve Damga Vergisini gider olarak dikkate alabilecektir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 1. Maddesinde belirtilen Türkiye’de yapılan, Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye tabi olduğu hükmü gereğince KDV konusuna girmektedir. Bununla birlikte; yine aynı kanunun 3. Maddesinin (a) bendinde, "vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesinin teslim sayılacağı" hükmedilmiştir. Yapılan yardımın hizmet olduğu düşünüldüğünde ise yine KDV kanununun 27. Maddesinde bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olacağı" hüküm altına alınmıştır.
Mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda dağıtıma konu malların alımında ödenen KDV indirim konusu yapılmadan, alınan erzakların veya malların maliyetine ilave edilmelidir.
Önceden, yani malın satın alındığı dönemde indirimlere dâhil edildiyse şayet; bu verginin, yardımın personele verildiği aya ait KDV beyannamesindeki ‘Hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle indirimlerden çıkarılması gerekmektedir.
5510 sayılı kanunun 80. Maddesine istinaden işverenlerce sigortalılara mal olarak (örneğin, yağ, un, ayakkabı, elbise gibi) yapılan yardımlar “ayni yardım” olarak değerlendirilmesi gerektiğinden; bunlar üzerinden sigorta primi ve işsizlik sigortası pirimi hesaplanmasına gerek yoktur. Konuya ilişkin ayrıca 5510 Sayılı Kanunun prime esas tutulacak kazançlarına dair tebliğ mevcut olup; söz konusu tebliğin 2.3 bölümünde “Prime tabi tutulmayacak kazançlar” başlığıyla yarıca yer verilmiştir.
Ramazan Paketlerinin yardım olarak İşletme personeli dışındakilere verilmesi durumunda ücretten bahsedilemez.İşletmenin faaliyet konusu dağıtımı yapılan erzak vb ticareti ise işletmeden çekiş gibi değerlendirilerek emsal bedel üzerinden faturalandırılması ve bu bedele de KDV hesaplanması gerekmektedir. Ancak İşletmenin faaliyet konusu dağıtımı yapılan maddelerin imalatı veya ticareti değil ise bu durumda dağıtılan kolilerin ne alış ya da maliyet bedellerinin ne de bünyelerindeki KDV’nin vergi uygulamasında herhangi bir biçimde indirilmesi mümkün değildir.
Yapılan ayni yardımın Gıda Bankacılığı faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara yapılması durumunda ise yardım yapılan malların alış bedellerinin tamamının Gelir ve/veya Kurumlar Vergisi Hesabında beyanname üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Yapılan yardımın Kamu Yararına Çalışan Dernek veya Bakanlar KuruluncaVergiden Muaf Tutulmuş Vakıflara yapılacak ayni yardımların indirimi kısmen mümkündür. Bu durumda da vergi mevzuatlarında bulunan üst sınırların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Fatih SARIKAYA
Milletvekili Danışmanı & Vergi Müfettişi
YASAL UYARI : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları yazara aittir.
Yazar adı ve "DT-AUDIT.COM" internet sitesi adı kullanılmadan alıntı yapılamaz.
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.