(YEMİNLİ) DENETİM ‘DE KAOS !!! - Savaş YILDIZ

3568 sayılı kanun kapsamında, Mali Müşavirler ‘in defter tutma hizmeti verdikleri mükelleflerinin genelgede belirtilen konularda acenlerin mali tablolarını onaylamaları durumunda, müsteşarlıkça bu mali tabloların güvenilir kabul edilmeyeceği kanaatindeyim.

(YEMİNLİ) DENETİM ‘DE KAOS !!! - Savaş YILDIZ

     Küreselleşme sürecinde, 6102 sayılı TTK ile denetim sektöründe uygar dünyaya uyum sağlamanın ilk adımı atılmış oldu. 3568 sayılı kanun kapsamındaki meslek mensupları için değişim, dönüşüm süreci başlamıştır.

TTK   ile   sistemde   meydana  gelen değişim,   dönüşüm,   diğer   yasal  düzenlemelerde yapılması gereken değişikliklerin yapılmamış olması neticesinde, muhasebe meslek mensupları acımasız rekabet ile kaos ortamına sürüklenmiştir. Peki, neler oluyor ? sorusu zihnimi günlerdir meşgul ediyordu..!!!

     Yapılan ve yapılmayan yasal düzenlemeler ve uygulamalar göstermektedir ki, küreselleşme sürecinde sorunumuz, Pazar sorunudur, rant  ekonomisi ve pazarın paylaşılması sorunudur !!!!

     Devlet Planlama Teşkilatı’nın “Hizmet Ticaretinin Serbestleştirilmesi  Özel  İhtisas  Komisyonu”  başlıklı raporunda;  Muhasebecilik, danışmanlık, defter tutma hizmetleri ile ilgili olarak özetle; “sektörün yurt dışına hizmet  ihracatını  gerçekleştirmesinin  mümkün  olmadığı”  belirtilmiştir.  Ayrıca, YMM mesleği ise, istisnalar dışında diğer ülkelerde olmadığı için icra edilmesi fiilen   mümkün   değildir”   ifadeleri   ile   gerçekler   tüm   çıplaklığı   ile   ortaya konulmuştur.

Ayrıca,  ilgili  bakanlık  ;  “Türkiyede  Yeminli  Mali  Müşavirler  tarafından  yapılan vergi  denetimi uygulamasının  istisnalar  dışında  diğer  ülkelerde bulunmamasından dolayı uygun görmemektedir” denilmek suretiyle 3568 sayılı kanun kapsamında Tam Tasdik hizmetlerinin küreselleşme sürecinde yenilikçi ve yüksek katma değerli hizmetler olmadığı vurgulanmıştır.

DPT 8.   Beş Yıllık Kalkınma Planına ışık tutulması amacıyla hazırlanan raporun genel gerekçesinde ; İstikrar İçinde Büyümenin sağlanması, Sanayileşmenin Başarılması,  Uluslararası Ticaretteki Payımızın Yükseltilmesi , Piyasa Ekonomisinin Geliştirilmesi, Ekonomide Toplam Verimliliğin Arttırılması , ...., Ülkemizin hedefleri ile  uyumlu  olarak  yeni  bin  yılda  Avrupa  Topluluğu  ve  Dünya  ile  bütünleşme amaçlanmaktadır” denilmiştir.

     Raporda yeralan bu ifadelerden anlaşılacağı üzere; 3568 sayılı kanun kapsamında ki Muhasebe ve Tam Tasdik hizmetlerinin, Türkiye’nin 2023 hedefleri içerisinde yeralan 150 milyar USD hizmet ihracatı hedeflerine katkı sağlamayacağı açık ve net olarak ortaya konulmuştur. Başka bir deyişle, Türkiye’nin denetim ve güvence hizmetleri sektörün de hizmet sağlayıcıların yurtdışı pazarlara açılması beklentisi vurgulanmıştır.

     Hazine Müsteşarlığın’nın 2014/8 sayılı, 22/05/2014 tarihinde yayımlanan “Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin Uygulanmasına İlişkin Genelge’sinin ek’lerinde yeralan Ek-2 / Ek-3 ile Bilanço ve Gelir Tablosu örneklerinin başlıklarında “MALİ MÜŞAVİR ONAYLI”  ibarelerine yer verilmişken, Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nce Hazine Müsteşarlığı adına vekaleten imzalanan ve 16/12/2014 tarihinde yayımlanan 2014/32 sayılı “Sigorta Acentelerinin Şube Açma İle İlgili Kurallara Uyumu Konusunda Sektör Duyurusuna Ek Sektör Duyurusunda   “Müsteşarlıkça   talep   edilecek   mali   tablolar”   başlığı   altında   ; “Mevcut yıl için bilanço (Ek-2) ve gelir tablosu (Ek-3) (Yeminli Mali Müşavir onaylı)”denilmişti.

      Bir demokrasi ayıbı olan Anayasa’nın 135.maddesi ile ihdas edilen tekelleşmenin başarılı lobi çalışmaları neticesinde genelge’de yeralan “Mali Müşavir” kelimelerinin başına, Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün 2014/32 sayılı  sektör  duyurusunda  “Yeminli”  kelimesinin  yerleştirildiğini  hayretler içerisinde şaşkınlıkla okudum.

“Yeminli Mali Müşavir Onaylı” denilmesi, acentelerin mali tablolarının denetlenmesi ve onaylanması hizmetleri ile oluşturulan pazarın, Anayasa’nın 10.maddesine  aykırı  olarak zımnen Yeminli Mali  Müşavir meslek mensuplarına altın tepside sunulması anlamına geliyordu.

Yenilere karşı eskileri, gençlere karşı yaşlıları koruyan, Rekabet Hukukuna aykırı ücret tarifesi uygulaması ile Piyasa Ekonomisinin kurallarının işletilmediği, yasal düzenlemelerle yapılan Haksız Rekabet ile kalitesizliği en pahalı fiyattan pazara sunan, bu suretle toplumun tüm kesimlerine zarar veren, 3568 sayılı kanun ile 25 yılda yaratılan tekelleşmenin, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile ihdas edilen denetim pastasını paylaşmak niyeti yoktur.

     Başbakanlık İletişim Merkezi’ne göndermiş olduğum yazı ile Bağımsız Denetçi belgem ile acentelerin mali tablolarını denetleme ve onaylama yetkisine haiz olup olmadığımı sordum. Hazine Müsteşarlığı’nca ; “Müsteşarlığımızca gerekli bilgi edinilmiş olup sigortacılık mevzuatı ile ilgili yürütülen çalışmalarda bahse konu talepler değerlendirilecektir” bilgisi tarafıma iletildi. Bu aşamadan sonra ; 
Hazine Müsteşarlığı 2014/32 sayılı sektör duyusunu 04/02/2015 tarihinde iptal etti.

Hazine Müsteşarlığı, 05/02/2015 tarihinde, 2015/5 sayılı “Sigorta Acenteleri Yönetmeliği’nin Uygulanmasına İlişkin 2014/8 sayılı Genelgede Değişiklik Yapılmasına İlişkin Genelge”  ile aşağıdaki düzenlemeler yapıldı ;

7.10 maddesi    ;  Ticaret  Odalarına  sunulan  gerçek  kişi  acentelerin  malvarlığı beyanı bildirimleri ile tüzel kişi acentelerin sermaye durumlarına ilişkin beyanların  mali  müşavir  tarafından onaylanması gerekmektedir.

7.11 maddesi    ;  Yönetmeliğin  8.maddesinin  6.fıkrası  kapsamında  şube şeklinde teşkilatlanan veya mesafeli satış yapan acenteler, üçer aylık dönemler itibariyle hazırlayacakları   mali  müşavir onaylı bilanço  ve  gelir  tablolarını,    söz  konusu dönemi takip eden ayın sonuna kadar TOBB’a iletecektir.

7.12 maddesi   ;   Yönetmeliğin 9.maddesinin 3.fıkrası kapsamında şube şeklinde teşkilatlanan veya mesafeli satış yapan acenteler yıl sonları itibariyle satışına aracılık ettikleri prim tutarının %4’ü kadar öz kaynağa sahip olduklarını tevsik eden mali müşavir onaylı mali tablolarını, bir sonraki yılın nisan ayı sonuna kadar TOBB’a iletmek zorundadır” denilmiştir.

     Hazine Müsteşarlığı’nın 2015/5 sayılı genelgesi ile acentelerin defterini tutan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler tarafından   mali tablolarının hazırlayanlar tarafından onaylanması yetkisi verilmesi, kamu yararı açısından değerlendirildiğinde, doğru olmadığı kanaatindeyim.

3568 sayılı kanun kapsamında, Mali Müşavirler ‘in defter tutma hizmeti verdikleri mükelleflerinin
genelgede belirtilen konularda acenlerin mali tablolarını onaylamaları durumunda,  müsteşarlıkça bu mali tabloların güvenilir kabul edilmeyeceği kanaatindeyim.

     5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve ilgili mevzuatında yer alan düzenlemeler ile sigorta acentelerinin mali tablolarının denetlime tabi tutulmasının amacı; Acentelerin mali durumlarının bağlı bulundukları sigorta şirketi üzerinde olumsuz sonuçlara yol açabilecektir. Sigorta şirketlerinin korunması kamu yararı açısından bir zorunluluktur.

Kanaatimce, tam bu noktada; Müsteşarlıkça, acentelerin mali yapılarındaki olumsuzlukların, Borsa İstanbul’da işlem gören sigorta şirketlerinin, hissedarları açısından sahip oldukları hisselerin piyasa değerinin, diğer taraftan ise bu hisselere yatırım yapan yatırımcıların olumsuz yönde etkilenmesinin önüne geçilmesi amacıyla acentelerin mali tablolarının denetim mekanizmasının çalıştırılması amaçlanmıştır.

Ancak, denetimi yapacak yani pastayı paylaşacak meslek grubunun belirlenmesinde sorun vardır.   2014/32 sayılı Ek sektör duyurusu ile denetçiler Yeminli  Mali  Müşavirler  olarak  belirlenmiş,  ancak  bu  durumun  Anayasa’nın 10.maddesine aykırı olduğunu beyan ettiğim dilekçem dikkate alınmış genelgede yapılan değişiklik ile Mali Müşavir kelimelerine yer verilmesinin anlamı, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin defterini tuttukları müşterilerinin mali tablolarının denetlenmesi ve onaylanması yetkisinin verildiği anlamına gelemez diye düşünmekteyim. Bu vahim bir hata olur.

Devlet,  müsteşarlığın  yapmış  olduğu  bu  düzenleme  ile  idari  ve  cezai  şarta bağladığı koşulların denetlenmesi amacından vazgeçmiş olabilir mi ?

Beni  kuşkulandıran,  düşündüren,  zihnimi  meşgul  eden  sorun  burada yatmaktadır. !!!

Hazine Müsteşarlığı’nca yayımlanan genelgede yeralan “Mali Müşavir” kelimeleri bir muammadır.
Çünkü 3568 sayılı meslek yasamızda böyle bir meslek 
ünvanı olmadığına göre, konu manidar ve düşündürücüdür. 

     Neticede genelge ’de geçen “ONAY” kelimesinin karşılığı, denetim hizmeti olup, küreselleşme sürecinde 5684 sayılı kanunla yeni bir pazar oluşturulmasından ibarettir. 5684 sayılı kanunda yapılacak bir değişiklikle yetkili otoriteye atıf yapılması yeterlidir. Bakanlar Kurulu  yada  Kamu Gözetimi Kurumu tarafından yapılacak bir düzenleme ile sorun çözüme kavuşturulabilir.

     İstanbul Üniversitesi’nden hocalarım olan Prof. Dr. Yakup Selvi ile Doç.Dr. Murat Kıyıların birlikte kaleme aldıkları bir makalede; “Dünyada yapılan araştırmalar göstermektedir ki, küreselleşme sürecinde  en çok zarar gören meslek muhasebecilik mesleği, zarar görenlerde muhasebe meslek mensuplarıdır” kelimelerini hiç unutmadım.

     Kanaatimce, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları’nın sorumluluk duygusu içerisinde  hareket etmeleri,  insiyatif almaları, pazarın adil ve hakça paylaşımı için devlet kurum ve kuruluşları nezdinde gerekli girişimlere biran önce başlamaları gerekmektedir.

     Türkiye’de Bağımsız Denetçilerin çoğunluğunu oluşturan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ’in bağlı oldukları oda yönetimlerinin, yaşanan kaos ortamında, stratejik bir yol haritası belirlenmesi, lobi faaliyetlerine biran önce başlanılması, çalıştaylar düzenlenmesi, siyasi otoriteye sesini duyurması, yaklaşan genel seçimler öncesinde  bu çalışmaların yapılması, muhasebe meslek mensuplarının küreselleşme sürecini en az zararla atlatabilmeleri amacıyla önermekteyim. 02/04/2015

 

Savaş Yıldız 
Bağımsız Denetçi



2 Nisan 2015 Perşembe 02:18

http://www.dt-audit.com/haber/yeminli-denetim-de-kaos----savas-yildiz-276.html