İNŞAAT KAVRAMI VE ÇEŞİTLERİ
İnşaat;
“Malzeme ve işçilik kullanmak suretiyle, meydana getirilen bir gayrimenkulün yapı kısmına ilişkin faaliyetlerin tümü”
olarak tanımlanabilir. Gayrimenkul literatüründe inşaat;
- Menkul inşaat ve
- Menkul olmayan (taşınmaz) inşaat
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Menkul İnşaat :
Sürekli kalmak amacı olmaksızın, belirli bir hizmete ayrılmak üzere meydana getirilen inşaattır. Örneğin; kulübeler, barakalar, yazlık sinema ve tiyatro sahneleri, panayırlarda inşa olunan tezgâhlar, bayramlar nedeniyle inşa olunan tribünler vb.
Menkul Olmayan (Taşınmaz) İnşaat: Menkul olmayan inşaat, insan eliyle toprağa bağlı olarak ve devamlı kalmak amacıyla meydana getirilmiş bulunan ve ekonomik değer taşıyan yapılardır. Bunlar, menkul inşaat dışında kalan ve toprağa doğrudan doğruya veya vasıtalı bir şekilde bağlı olan inşaattır. Örnek: Köprüler, yollar, meydanlar ve binalar.
Bu gruba giren inşaatlar, özellikleri ve yapımındaki gerekli uzmanlık ve teknik nedenler dolayısıyla üç bölümde toplanabilir:
- Konutlar,
- İşyeri, fabrika binası ve ek tesisleri, otel, hastane, okul, spor tesisleri vb. ticari, sınaî, sosyal ve kültürel yapılar,
- Yol, köprü, baraj, liman, havaalanı vb. özel uzmanlık isteyen inşaatlar.
Vergi Uygulamaları Yönünden İnşaatlar İse;
- Özel inşaatlar;
- Taahhüt şeklindeki inşaatlar,
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
1) Özel İnşaatlar
- Satış amaçlı inşaatlar,
- Şahsi Amaçlı, Kiralama Amaçlı, Kendi Gereksinimi İçin Yapılan İnşaatlar
2) Taahhüt Şeklindeki İnşaatlar
Taahhüt, kendi nam ve hesabına gerçek ve tüzel kişilere karşı, sözleşmeli veya sözleşmesiz olarak bir işin yapılmasını veya bir malın teslimini üstlenmek demektir. Normal taahhüde dayanan inşaat işlerinin hizmet ifalarından farklı ve belirgin bir özelliği bulunmamaktadır. Bunlara örnek olarak taahhüt şeklindeki inşaat yapım işleri ile yıllara yaygın inşaat ve onarma işleri verilebilir.
Gayrimenkul ve inşaat işlerinin vergilendirilmesi konusu geçmişten bugüne süregelen, Vergi İdaresi ile Mükellefler arasında ihtilaflara neden olan konuların başında gelmektedir. Vergi İdaresi’nin gayrimenkul ve inşaat işlerinin vergilendirilmesine yönelik kafasının karışık olması, yeterli ve düzenli, sağlam ve yıllar boyu değişmeden uygulanabilecek bir yasal düzenleme yapamaması da, sektörde yaşanan sıkıntıları artırmaktadır.
Ülkemizin en önemli sektörü olan inşaat sektörünün sorunlarının doğru olarak anlaşılması, çağın gereklerine ve vergi yoluyla haksız rekabete neden olunmadan adaletli bir şekilde çözümlenmesi, doğru bir vergilemenin de amacı olmalıdır. İnşaat sektörünü en karlı sektör olarak görerek, üzerine gidilmesi ülkemize herhangi bir menfaat sağlamayacak, aksine zarar verecektir. Demek ki, öncelikle sektörde yaşanan sorunlar ve problemler sektör temsilcileriyle masaya yatırılmalı ve günün koşulları da dikkate alınarak çözümler üretilmeli, bu konuda yeni düzenlemeler yapılmalı, yaşanan...
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.