Vergi borçları yeniden düzenlenmeli

Ana Sayfa » Mesleki Çalışmalar » YMM UNVANI VE TÜRMOB YAPISI ETİK VE HUKUK MEŞRUİYET SORUNU

YMM UNVANI VE TÜRMOB YAPISI ETİK VE HUKUK MEŞRUİYET SORUNU

TÜRMOB yapısı ahlaki ve hukuki meşruiyeti acısından anayasal aykırılığı olmakla beraber evrensel hukuk ve ahlaki açısından meşruiyeti tartışılır.

 
 
YMM UNVANI VE TÜRMOB YAPISI ETİK VE HUKUK MEŞRUİYET SORUNU

ABDURRAHMAN FİLİZ
BAĞIMSIZ DENETÇİ&SMMM

İSTANBUL

2016

 

İÇİNDEKİLER

 

YMM UNVANI VE TÜRMOB YAPISI ETİK VE HUKUK MEŞRUİYET SORUNU

            

GİRİŞ     1
YMM UNVANI İŞLEVSEL AÇIDAN AHLAKİ VE HUKUKİ MEŞRUİYETİ 1
TÜRMOB YAPISAL AÇIDAN AHLAKI VE HUKUKİ MEŞRUİYETİ SONUÇ 7
ÖNERİLER     7
YARARLANAN KAYNAKLAR

 YMM UNVANI VE TÜRMOB YAPISI ETİK VE HUKUK MEŞRUİYET SORUNU

       GİRİŞ:

                      Bir kanunun meşruiyeti; toplum vicdanının kabulüne, rasyonel olmasına, zamana uygunluğuna, adil olmasına, kişisel hak ve özgürlükleri küçük düşürücü olmamasına bağlıdır. Bir kanun bu bahsettiğimiz kriterler ışığında meşruiyetini sağlar. Bir yasanın ahlaki açısı bakımından toplumların çatışma ve çatışmasızlığı götürmesi ile toplumun genel vicdanı sorgulaması ortaya çıkar. Ekonomik ve sosyal fırsatlar sağlanmasında adil ve eşitliği ile öne çıkar.

                    Ahlaki düşünce siyasete yönelerek hangi yasaların toplumsal hayatı yönlendirmesi sorulduğunda kamusal aklı çelişkiye düşüren tartışmalar ve olaylar dolu şehrin kargaşası bir sözleşme gerektirir.[1]Kanun koyucu, toplumların sosyolojik ve kültürel değişimlerinde yasaların meşruiyet çatışması doğar.
Kanun ve yasaların tarihsel açıdan bilim ve teknoloji gelişimiyle zaman içerisindeki meşruiyetliğini kaybeder. Rasyonel yasalar toplumsal gerçeklere uygun oluşu kadar, rasyonel olmayan yasaların toplumsal gerçekleri aykırılığında meşruiyetini kaybeder. Kamusal hayatta ahlak sorunları tartışırken hırs ve güç dikkate alınırsa aklının ötesinde ahlaki ötesinde toplumun yasa ve kanuna karşı inanç ve güvenini kaybeder. Ahlaki evrensellik insan hakları, kişinin sırf insan olması nedeniyle sahip olduğu haklar olduğuna göre evrensel olarak tüm insanlar bu haklara sahiptir. İnsan hakları en üstün ahlaki haklar olmaları bakımından siyasal hayatın temel yapı taşlarının ve siyasi uygulamaların düzenleyicisidir. Normal olarak diğer ahlaki hukuki siyasal taleplerden önce gelir. Bu boyutlar insan haklarının ahlaki evrenselliği oluşturur.[2]Doğuştan gelen insan hakları bir bütün olup bölünmez parçalar halinde uygulanmaz. Dolayısıyla seçme ve seçilmede kısıtlama yapılamaz. TÜRMOB Yönetiminde Smmm’ler başkan adayı olamaz ve çoğunlukta olan kitlenin azınlık bir kısıt temsili  olarak yönetimde yer alması.. Çoğunluk hakkı azınlık gurup inisiyatifinde bırakmak bir evrensel insan hak ihlalidir. Meritokirat bir anlayışla izah edilemez.

                YMM unvanı ve TÜRMOB yapısı 3568 sayılı yasa ile 1989 yılında yürürlüğe girmiş bir kanunla meslek hayatımızın içine girmiştir. Bu kanunun ahlaki açıdan tartışılır. Bilim ve teknolojinin gelişimi ile tarih ve rasyonellik açısından meşruiyeti tartışma ve münakaşa noktasına getirmiştir.. TÜRMOB’UN yapısı kişi hak ve özgürlükler açısından küçük düşürücülüğünü tarihsel ve rasyonellik açısından işlevsizliğini, anayasal açısından aykırılığını, kanunun yayın tarihinden günümüze kadar tartışa gelmiştir. Dolayısıyla bu yazımızın konusu teşkil eden, YMM unvanı TÜRMOB yapısını etik ve hukuksal meşruiyeti incelemeye çalışacağız.

 1)YMM UNVANI İŞLEVSEL AÇIDAN AHLAKİ VE HUKUKİ MEŞRUİYETİ

              YMM meslek ve unvanın tanımını yapmadan önce tarih içerisinde bazı mesleklerin gelenekselleşmiş ve sonrada kaybolmuş bazı mesleklerin hikâyesini anlatayım:

__________________________________

[1] MICHAEL J. SANDEL, ADALET ,BİGBANG YAYINLARI,2013 ,sf;45
[2] Halil Kalabalık, İnsan Hakları Hukuku ,Seçkin Yayınları, 2013, sf;33

    İŞÇİ OFİSLERİ: Tarih içerisinde sanayinin ilk yıllarında sanayi kuruluş döneminde fabrikalar işçileri istihdam etmek için işçi ofislerine müracaat ederdi. İşçi ofisleri köylerden şehre gelmiş insanları toplayarak fabrikalara, yer altı madenlerine ve denizaltı mercan çıkartma gibi işlere verirlerdi. İşçiler fabrikaya girerken kendilerinden istenen tüm belgeleri veya maden ocaklarının yönetimine teslim ederlerdi. Yönetimler de bu işçiler için tanıtma kartı, çalışma saati gibi gerekli belgeleri kendileri için hazırlardı ve ay sonunda maden ocakları veya fabrikaların muhasebe bölümleri işçilerin çalışma performansının devamına göre maaşlarını hesaplardı. Maaşlar direk işçilere verilmezdi. Ancak onları fabrikaya getiren işçi ofisleri parayı alabilirlerdi. İşçiler her ay sonunda fabrikaların karşısında bulunan işçi ofislerine müracaat ederek maaşlarını alırlardı. İşçi Ofisleri kendileri için bir komisyon keser ve kalanı işçiye öderlerdi. Burada toplum; işçi ofislerinde kesilen komisyonların ahlaki olup olmadığını, işçilerin emeklerinin karşılığını doğrudan alabilecekken işçi ofislerine bu hakkı veren gücün kim olduğunu yargılamış ve bu gücün ahlaki olup olmadığını sorgulamıştır. Dolayısıyla bu uygulama mizansen olarak birçok film konusu olup toplumun vicdanına yer edilmediğinden meşruiyeti kaybetmiş ve uygulamadan kalkmıştır. Toplum her zaman bunun ahlaki olmadığını tartışmıştır.

ODABAŞI: Birçok kişinin hatırlayamayacağı kadar eski olan bu uygulamada; iş hanlarında yer kiralanırken öncelikle odabaşlarına müracaat edilirdi. Kiraya verme, kiracıların seçilmesi odabaşlarının inisiyatifinde olan bir konuydu. Mülk sahipleri kiralarını doğrudan tahsil edemezler; Odabaşlarının tahsil ettiği kiraları komisyon ödeyerek elde ederlerdi. Bu sistem o kadar yaygınlaşmış ve geleneksel hale gelmişti ki odabaşlığı noter huzurunda sözleşmeye bağlı olarak devredilebiliyordu. Tahayyül edemeyenler Kemal Sunal’ın “Yoksul” filmini hatırlarına getirebilirler. Burada da toplum, kendi hak ve hürriyetlerinin kısıtlandığını ahlaki olarak sorgulamaktaydı çünkü bu kişinin en temel hakkı olan mülkiyet hakkına getirilmiş bir kısıtlamaydı. Mülkiyetin getirdiği bir hak olan ‘semerelerinden yararlanma’ hakkı bu uygulama ile kısıtlanmış oluyordu. Bu sebeple toplum bu uygulamayı hiçbir zaman vicdanen kabul edememiş ve bunun ahlaki sorgulamalarını yapmıştır.

                 Bu tarihsel hikâyelerin ışığında YMM unvanı ve meslek kanununun Kant’ın özgürlükler yasası olarak ahlak yasasının ışığında bakıldığında bir yasanın akıl sahibi rasyonel varlıklara yönelik toplum vicdanını kabulü doğal ahlaka uygun günün koşullarına uyumlu formel ile yasanın meşruiyetliğini savunur. Toplumsal ihtiyaca ve uygulamada makul adıl olmakla yürütülür. Kişi hak ve hürriyetine sadık onu onur e edici demokratik yaklaşımla çağın yasasına dönüşür. Zümresel seçkinler Ekonomik ve statüde ayrıcalığına fırsat imkan vermeyen Güç ve kuvvet sahiplerin ihtiras ve gücünü dizginlemekle yasanın temel işlevleridir. Bu ilkeler doğrultusunda YMM meşruiyetine bakılmalı. Tarihsel hikâyeler meslekler gibi toplum vicdanında meşruiyeti sorgulanmaktadır. Bu ilkelerin her birinin ihlali kanunu meşruiyeti zedeler mizah sen bir meslek olarak gelecek kuşakların hatırlayacak bir meslek olur.

               YMM mesleği 3568 sayılı yasa ile tasdik kavramı adı altında ayrıcalıklı bir iş ve faaliyet tanımlamıştır. Bu yasaya istinaden Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. Maddesi ile tasdik kavramı ile özel faaliyet alanı icrasını sağlamıştır. Tasdik kavramı 1512 sayılı noterlik kanunu kapsamı içine giren bir kavram olup bu kanunun noterlere evrak suretlerinin çoğaltması ve suretlerin asıllarına uygun düzeni sağlayan bir kanundur. Bu kanunda tasdikle ilgili arşivleme ve saklama gibi düzenlemeler mevcuttur. YMM’lerin belge ve tasdik kavramı fiziksel bir varlılığın tespitiyle ilgili olup niceliksel ve niteliksel bir tespit ifade edilmemektedir. Yasa açısından baktığımızda YMM’LERİN Mali Müşavirlerin mesleki faaliyet alanları dışında yaptığı faaliyetler nedir? Sorusunu cevaplamaya çalışacağız. Bu faaliyet alanı bir ihtiyaç var mı? Günün koşularına gereklimi? Meşruiyeti ahlakimi? Evrensel yasa ve toplumsal ihtiyaç açısında bir meşruiyeti var mı? Bir ayrıcalıklı ekonomi ve statü hakkına imtiyazı var mı?

              3568 sayılı yasada kendileri Mali Müşavir mesleğinde ilaveten tasdik ve raporlama işlemi tanımlamıştır.Ancak tasdik kavramı mali ve finansal açıdan doğrulama ve yanlışlıma yönünde bir anlam teşkil edilmemektedir..Vergi Usul Kanununun mükerrer 227. Maddesi tasdik kavramı bu meslek mensuplarına adeta bir ayrıcalık alan ve hizmet üretim şeklinde bir görev anlamlandırılmıştır. Çünkü Vergi Usul Kanununun 135. Maddesi incelemeye yetkili kişi ve makamların tek tek saymış burada YMM’lerin bir inceleme yetkisi olmadığı açıktır. Rawsls, dağıtıcı adalet ahlaki hakkedişi ödünlendirmeyi konu edinmez. Gelirin ve refahın hayattaki genel olarak iyi şeylerin ahlaki hak edişe göre dağıtılması gerektiği yönünde yaygın bir anlayış vardır. Bu anlayışa göre adalet erdeme bağlayan mutluluktur. Hakkaniyet olarak adalet ise bu anlayışı reddeder. [3]Bir meritokiratik gerektirecek ayrıcalık değildir çünkü Bir faaliyet ifası ihtiyacı da kalmadığı kanısındayız. Hem adalet anlam hak edişi hem de ahlaki olarak hak edilmediği açıkça ileri sürülebilir. Dolaysıyla Tanzim etikleri raporlar gelir idaresine bilgi kayıtlı bilgi verilerine ilave ek bir bilgi hizmet sunumu söz edilemez

            YMM’lerin vergi dairelerine verdiği tam tasdik ve iade raporların içerdiği bilgiler aşağıdaki gibidir:

  1. İnceleme yapan mükellefin bilgiler, defter kayıt bilgileri, üretim araçları bilgileri varsa kapasite raporu bilgileri, beyanname bilgileri.
  2. İnceleme yapan mükellefin ticari ilişkide bulduğu mal ve hizmet alımlarını sağladığı firmaların kesilen faturaların mevcudiyetinin defter kayıt bilgilerinin ödeme şekilleri, üretim araçları, varsa kapasite bilgileri. Vergi dairlerine verilen beyannamelerin suretleri.
  1. Tam tasdik raporu ise itibar ettiği bilgiler mükelleflerin defter kayıtları mali tabloları ve eklentilerini yansıtıp yansıtmadığına bilgileri içermektedir.

                      Bir kanunun meşruiyeti değişen teknoloji ve gelişim neticesinde doğan koşularda meşruiyetlerini yitirip işlevsiz hale gelirler. Bu kanunların idamesine devam ettirmek toplum tarafından ahlaki olarak bulunmadığı yönünde yargılanmaktadır. Çağdaş hukuk anlayışı yasanın tarihselliği, akılcılığı, toplumların aklen kabulünü, kişi hak ve hürriyetlerinden zeval getirmeyecek toplumun vicdani ve ahlaki olarak kabullenmesidir. Kanunun faydalık ilkesin de bulunmuyorsa kanun otoriter güçle yaşam sürdürme istemi Ahlaki meşruiyet tartışmasına götürür.

__________________________________

[3] MICHAEL J. SANDEL, ADALET ,BİGBANG YAYINLARI,2013,sf;

                 Gelir İdaresi Başkanlığı yayınlanan tebliğlerle 2014 cirosu 10 milyonu aşan mükelleflerin e-defter e-fatura zorunluluğu 7 bin TL üstü ticari işlevin teşvik zorunluluğu getirmektedir.

  1. Mükelleflerin kimliksel bilgileri, defter bilgileri, kesilen fatura bilgileri elektronik ortamda düzenlenmiş olup Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi bankasına güncek kayıt edilmektedir. Herhangi teyit ve tasdike ihtiyaç bulunmamaktadır.
  2. Elektronik ortamda tüm kayıtlar GİB Bilgi işlemde güncel olarak kayıt girilmektedir. Firmaların hangi firmalarla ticari ilişkide bulunduğunu ne satın aldıklarını, ne miktarda aldıklarını defter kayıtlarıyla beraber GİB’in bilgi işlemine güncel olarak kayıt girilmektedir. Bu bilgilerin teyit edilmesine herhangi bir ihtiyaç duyulmamaktadır.
  3. E- defter E-faturaya tabi olmayan mükellefler BA- BS formlarıyla GİB bilgi işlem her ay gönderilmektedir. Bu mükelleflerin kime mal ve hizmet sattıklarını elektronik ortamda çapraz sorgulama ile teyidi ortaya konulmaktadır. Başka kurum ve kişi tarafında teyide ihtiyaç bulunmamaktadır.
  4. Elektronik ortamda e_yoklama mersis sistem üzerine adreslerin kayıtlı olması, mükelleflerin tüm verdiği beyan ve bilgilerin elektronik ortamda mevcut olup gerekli sorgulama, doğrulama GİB tarafından rahatla sorgulamaktadır.
  5. GİB e-defter, e-fatura, e-beyan, e-bildirim, e- tebligat, e-yoklama, e-arşiv, mersis kayıtlı tüm bilgileri GİB bilgi bankasına kayıtlı olduğunda beyan ekleri finansal tablo ve tablo ekleri elektronik ortamda inceleme doğrulama söz konusu iken bağımsız denetim raporu dışında başka bir rapor ve teyide ihtiyaç duyulmamaktadır.

               YMM’lerin icra ettikleri tam tasdik ve iade raporları bir inceleme ve bağımsız denetim raporu olmadığına göre bu raporların KDV İADE ve TAM TASDİK raporların YMM’ler vasıtasıyla ibrasını istemesi sanayici ve ticaret erbabı tarafından yasanın meşruiyetini tartışmaya açık hale getirmektedir. Her bilgi ve teyidin doğrulma imkânı GİB de mevcutken, sanayici ve tacirin hak ettiği iadeleri YMM vasıtasıyla alınması tarihteki hikâyeler gibi tacir ve sanayiciler tarafından yasa meşruiyeti tartışılmaktadır. Kendi koşulları göz önüne alındığında önerileri akılcı ama makul değil.[4]Kant makul’ kavramı toplumsal vicdanın kabulü ve rasyonellikle doğal koşularla birlikte yasa ahlakı meşruiyeti anlamlandırır. Koşular günün ihtiyaç ve teknoloji olarak ta bu gün için anlamlandırabilir. Eğer YMM raporundaki bilgiler GİB bilgi havzasının daha gerisindeyse nitekim yukarda yazdığımız gibi geride. O zaman bu raporların istemi Ahlaki olarak yasal meşruiyetini tartışmak en doğal durumdur. Yasanın tarihsel işlevliği ve faydacılık ilkesinde kayıp etmiştir.

2)TÜRMOB YAPISAL AÇIDAN AHLAKI VE HUKUKİ MEŞRUİYETİ

       Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odası Birliği(TÜRMOB) Hukuksal yapısı anlatmadan önce tarih içerisinde bir hikâyenin anekdotunu anlatmak istiyorum;

         Tarihi bir zaman içerisinde demokrasinin çok revaçta olduğu kraliyetlerin yıkıldığı bir dönemde bir şehrin küçük bir kraliyeti varmış. Bu şehrin nüfusu 200-300 bin civarında, takriben 105 bin seçmenlik ufak bir kraliyetmiş. Kral çok akıllı bir insanmış. Demokrasinin dalgası bir gün ülkesine ulaşacağını korkusu ve endişesi taşıyordu. Bu endişelerini gidermek için dünyanın birçok yerinde uzman yönetim hocalarına yüksek teşvikli ödüller vaat etmişti. Gelen hocalara  her tarafa yayılan bu demokrasi dalgasında kraliyet ve iktidarın zarar görmemesi için ne tür tedbir alacağı sorusunu yöneltiyordu.. Kendisine tatmin edici cevap alana kadar araştırmayı devam ettirmişti. Akıllı yaşlı bilge bir hocaya denk geldi. Yaşlı bilge hocaya bu Yayılan demokrasi dalgasından etkilenmemesi, iktidarı kaybetmemek için ne yapması gerektiğini sorusunu yöneltti: Yaşlı bilge hoca gülümseyerek; krala sorun çok basit bir çözümü var, Kral nasıl? Diye sorar:

         Bilge adam şöyle devam eder; Çok kolay, mahiyetinde güvendiğin 2500 kişiye ayrı bir statü ve ekonomik ayrıcalıklar tanıyacaksın. Halkın önüne sandık koyacaksın herkes hür iradesiyle oy kullanacak ama seçilecek grubun içerisinde senin ayrıcalıklı güvendiğin adamların olacak. Şöyle ki; her grup ve kanaat serbestçe yarışacak, her grup ve kanatın seçeceği 9 kişiden 5 kişisi senin ayrıcalık tanıyacağın insanlarda oluşacaktır. Halk hep özgür iradeyle seçtiği duygusuna kapılır. Kendisinin seçtiği kendisiyle aynı statüdeki 4 kişiden hesap sorar. Kraliyet meclisinin bir diğer kuralıda başkan mutlaka ayrıcalıklı adamlarından olacaktır. Ayrıcalıklı adamın dışında başka bir üye olmayacaktır. Kararlar oy çokluğu ile alınacağından halkı temsil eden farklı gruplar birbirlerine anlaşsa yine kraliyet meclisinde bir karar çıkartamazlar. Kraliyetin ayrıcalıklı seçilmiş üyeleri dışında karar çoğunluğu ve yetkisi kimse sağlayamayacak. Kral sorar bilge adama: Peki 2500-3000 imtiyazlı seçkinlerin diğerleriyle anlaşırlarsa yine kraliyet in istikameti dışında karar çıkartsalar ne olacak? Bilge adam gülümser; Hiçbir nefis kendine sağlanan statü, menfaat ayrıcalığına haksızda olsa karşı çıkmaz. Onlara o çıkar doğrultuda buyruğuna bağlılık zorunlu his ederler. Onların akılları kabul etmese de nefisleri bu statüyü ve düzeni bıraktırmaz.

__________________________________

[4] John rawls, kant’ın ahlak fesfesesinin cogito, sayı 41-42 2005 sy 248

 Bilge adam; Bu sistem hem senin kraliyetinin ömrünü uzatır, hem de herkese demokrasi varmış gibi izlenim verir. Halk demokrasi olmadığını anlamaz diyerek sözünü bitirir. Kral kendisine büyük bir ödül ikram eder. Seçimlere ilgi çok yüksekti.  Halk iktidarı kendinin seçtiği zan eti. Kraliyete de bir zeval gelmeden sistem böylece devam eti.

          Demokrasinin tarihsel gelişim sureci içerisinde bu tür anekdot hikâyeleri günümüze yansımalarında görmekteyiz. Bu hikâyelerin ışığında TÜRMOB yapısındaki seçim ve usullerini kısaca değinelim:

            TÜRMOB: Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası ve Yeminli Mali Müşavirler Odasından oluşan kamu Niteliği taşıyan sivil bir kurumdur. Bu kurumun genel kurulunun teşkil eden üyeler 93000 bin üye SMMM’nin temsilen 1250 delege 4500 üye YMM’yi temsilen 60 delegeden oluşur. Yönetim kurul üyeleri 9 üye asıl 9 yedek üyelerde oluşmaktadır. Bu üyelerin 5 YMM asıl 4 SMMM asil, Yedek üyeler 5 YMM 4 SMMM’de yedeklerden oluşur. Türmob yönetimine seçilen bu üyelerden yönetim kurulu başkanlığı ancak YMM olacaktır. [5] Yani yönetim kurul oluşumda başkan YMM olmak üzere 5 YMM 4 SMM ile toplantı yapılır. Başkan YMM olmak koşuluyla ancak görev dağılımı yapılabilir.

           Ahlaki meşruiyet acısından kraliyet ülkesinde halkın kendi kendini yönettiği veya yönetime katılımının olduğu iddia edilebilir mi?   

           Kraliyet ülkesindeki halk kendi ekonomik çıkarlarını kişisel hak ve hürriyetlerini kullanmakta özgürler mi?

          Burada evrensel bir insan haklarına göre seçme ve seçilme, yönetme hakkını, kişilik haklarını kullandığı iddia edebilirler mi?

__________________________________

[5] 3568 sayılı yasanın 35. maddesi

          Hak ve hürriyet insanın herhangi bir dış baskı engel ve karışma olmaksızın belli bir davranış veya eylemde bulunabilmesidir. [6]Hak kavramının içeriğinde yararlanma isteğine yer alır. Yararlanma isteği insanın imkân ya da koşuldan yararlanma yahut fırsatları kullanmayı ekonomi veya siyasal hakların çoğunluğunu kapsayan: Başta örgüt kurma hakkı, menfaat ve çıkarlarını korumak için mesleki örgütler kurmak ve yönetime katılma ve yönetme hakkıdır…3568 sayılı yasada TÜRMOB’UN yönetimine SMMM’lerin katılma hakkından bahsedilebilir mi? Mesleki çıkar menfaat korumadan bahsedilebilir mi? Yönetimde kişilik hakkının varlığından bahsedilebilir mi? Devlet insan haklarını başta anayasa olmak üzere bütün hukuki düzenlemelerde tanımlar. Nitekim anayasamızın 135. Maddesi meslek örgütlerinin kendi mesleğinin gelişimi yönetime katılma ve yönetme hakkını garantiye almasına rağmen 3568 sayılı yasa bu anlamda anayasaya aykırıdır. Anayasanın temel ilkelerine ve anayasanın 12. ve 13. Maddesine göre kişi hak ve hürriyet açısından garanti altına alınmıştır. Anayasanın bu amir hükmüne rağmen TÜRMOB’ UN yapısı içerisinde SMMM’ler kişi hak ve hürriyetlerinin unsuru olan seçme ve seçilme hürriyetinden yoksundur. Demokratik sosyal devlete doğru adım adım ilerleyiş, kapitalist teşebbüs, bürokratik tahakküm ile birlikte ortaya çıkan modern iktidar bağımlılık ilişkileri doğrultusunda gerçekleşen bir ilerleyiştir. Yani ahlak bilinçle yasal kurumlar arasında zaman içinde dikkate alarak değerlendirilir.[7]Ahlaki bilincin gelişimi yasal değişimi gelişimi bilinç yönüne doğru değişime uğratır. Toplumsal örgütlenme iktisadi düzlemde dâhil olmak üzere kişiliğin gelişim koşullarını kolektif olarak üretmeyi hedeflemektedir. Bu ancak, eğer her bir kişinin başkalarıyla kurduğu ilişkiler kolektif olarak saplanmış kurallara itaat ediyorsa mümkündür. Orantılı temsil üzerinde temellenmiş en eksiksiz demokrasi, bu kendini gerçekleştirmenin fiilen var olabilmesi için şarttır. [8]Hak kavramının içeriğinde yararlanma isteğinde yer alır. Ahlaki talep niteliği olan insan hakları özünde siyasi nitelik taşır.[9]

             TÜRMOB yapısı ahlaki ve hukuki meşruiyeti acısından anayasal aykırılığı olmakla beraber evrensel hukuk ve ahlaki açısından meşruiyeti tartışılır. Eylem yasalarını özü hiç kuşkusuz bireyin başkalarıyla alışverişinde çıkarının kavramasında kendisi ve başkaları üzerindeki ahlaki yargılarında göreli bağımsız ileri sürülmesidir. Her bir kişinin kendi çıkarını hesaplama kapasitesinde bu çıkarı yerine getirme imkânında ve bu çıkardan beklenen sonuçtan yararlanmak.[10]SMMM’lerin TURMOB yönetim kurulu toplantılarında kendi mesleki gelişimi menfaati ve çıkarlarını koruma istemlerini yerine getirebileceği imkanında söz edilebilir mi?. 102 bin SMMM üyelerin istemleri yönünde karar ve faaliyet imkan sağlayabileceğinden söz edilebilir mi?

__________________________________

[6] Halil Karabalık, İnsan Hakları Hukuku, Seçkin Yayın , 2013 ,sf;41
[7] John  P. Mccormick ,Webwr Habermas ve Avrupa Devletinin Dönüşümü, İş Bankası Yayınları ,2015, sf;62

[8] Pierre Dardot Christian Laval , Dünyanın Yeni Aklı ,çv;Işık Ergüden,İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,2012,sf,130
[9] Halil Karabalık, İnsan Hakları Hukuku, Seçkin Yayın , 2013, sf;42
[10] Pierre Dardot Christian Laval , Dünyanın Yeni Aklı ,çv;Işık Ergüden,İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları ,2012, sf;28

                                                                                                                                                                                              Bu kanunun hem ahlaki hem hukuksal açıdan tartışmaya götürmez mi?

             Yani burada yasa koyucu, bir isteğini yalnız kendi refahıyla olduğunu gördüğü zaman bu isteğini koyduğu yasalar etki etmesine izin vermeyen bir kişidir. [11]Yani yasa koyucu sadece bir zümre ve bir çıkar grubu yönündeki istemlerine yasal engellemeler uygular. Oysa 3568 sayılı yasada çoğunluğun istemi engellenmiş sadece bir kesimin istemi öne çıkarılmıştır. Bu yapısıyla meşruiyet tartışmasını getirir. Jeremy Bentham göre Faydacılık yönetimi topluluk içindeki toplam mutluluğuna artmasına yardımcı olan her yasal uygulama doğru kabul edilir. Mutluluğu azaltmış olanlarsa kaldırmalı ve yenilenmeliydi. [12]Faydacılık ilkesi acısından bile bakıldığında faydacılığı çoğunluğa değil azınlığa yöneliktir.

SONUÇ

         Toplumlar tarih içerisinde gelişim sağlarlar. Gerek ekonomik gerek sosyal alanda sağlanan her değişim, kendisiyle beraber yeni kurallara da ihtiyaç duyulacaktır. Çağımızda gelişen bilim ve teknoloji toplumsal ve ekonomik ve sosyal hayatta yeni kolaylıklar yeni işlevler kazandırmıştır. Eski kural ve yöntemlerle yeni teknolojilere adaptasyonda sorunlar doğurur. Yasa ve kanunlar toplumların gelişimi ve bilinçlenmesiyle işlevsiz halde kalırlar. Toplumlar bilinçleşince kendi bilincin gerisinde kalan yasal ve kanunların hukuksal ve ahlaki meşruiyeti kaybederler. Meşruiyeti kaybetmiş kural ve kaideler toplumsal ahlakı zedeler. Otoriteye güven kaybeder.

        Ülkemizde 25 yıl öncesine göre demokrasi standartları yükselmiş. Devlet yönetiminde şeffaflaşma, ekonomi ve ticaretin gelişmesiyle geçmişte kalan antidemokratik yasaların ve çağa uymayan meslek türlerin yeniden çağın gereklerine göre düzenlenmesi gerekir. Toplumsal örgütlenme biçimleri özel ve kamu örgütlenmesi anayasal demokratik sisteme her suretle uyulması gerekir. Gelişen demokrasimize ayak uydurmayan TURMOB gibi kurumların yapıları çağın gerektiği evrensel insan hak ve hürriyetlerine uygun yeniden demokrasi ilkelerine göre yapılarını düzelmesi gerekir. Türkiye birçok kurumları demokrasi gereği şeffaf yönetim hesap verebilirlik toplumun genel ahlakı rasyonel bilince erişmiş yapılara kavuşurken bazı yapıların bu gelişimin gerisinde kalması ekonomik ve sosyal gelişimini engeller.

__________________________________

[11] Bertrand Russell’da ,Ahlak Felsefesi ,çv;Osman Elmalı,ataç Yayınları ,2005 , sf;104 
[12] Leslie Lipson, Siyasetin Temel Sorunları ,çv;fügen Yavuz, İş Bankası Yayınları ,2005,sf;252

       Ülkemizde ticaret ve rekabetin gelişmesine gölge düşüren meslek ve meslek yapılarının süratle düzeltilmesi gerekir. YMM mesleği VUK ta tanınan yasal ayrıcalığı işletme ve sanayimize gölge düşürmektedir. SPK ve Menkul Borsasına olumsuz etki yapacağından yeniden düzenlenmesi gerekir. Çağdaş dünyada ticari ve mali alanlarda var olan meslekler Mali Müşavir(muhasebeci) ve Denetim mesleği mevcuttur. 3. Bir meslek sanayicimize ve tacirimize yüktür. 3.tur meslek ticaret erbabı ve sanayicimizin rekabet gücünü kırmaktadır. Yabancı sermayenin ülke girişine tedirginlik borsada ürkekliğe mahal verir. Küçük tasarruf sahiplerine güvensizlik doğurmaktadır.

  • SANAYİCİMİZ SORUYOR!
  • MUHASEBECİ FİNASAL RAPORLARIMIN GERÇEĞE UYGUN KAYITLA RAPORLAMAYI SUNAR
  • DENETÇİ RAPORLARİMİN DOĞRULUĞUNA GÜVENCE VERİYOR

YMM BENİM İŞİMİN NERESİNDE?     

ÖNERİLERİMİZ

  1. 3568 sayılı yasa meslek yasasının anayasaya uygun çağın gereklerine uyumlu bir şekilde yeniden düzenlenmesi.
  2. 660 sayılı KHK ile 6102 sayılı TTK ve 6362sayı yasa SPK uygun muhasebeci ve denetçi mesleği olarak yeniden meslek olarak düzenlenmesi YMM gibi unvanların mülga edilmelidir.
  3. Kamu nitelikli sivil toplum kuruluşları anayasa ve demokratik ilkelerine
    göre yeniden düzenlenmeleri.

 Gayret bizden, başarı Allahtan; Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun

                          Selamlarımla…

                                                                                              Abdurrahman FİLİZ
                                                                                                  BD&SMMM

Birlik Yönetim Kurulu(TURMOB)

Madde 35-Birlik Yönetim Kurulu, kayıtlı olduğu meslek odasında en az üç yıl kıdemli olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak bu Kanun hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından üç yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden oluşur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur. Üst üste iki seçim döneminde iki defa Birlik Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan iki seçim dönemi geçmedikçe Yönetim Kurulu üyeliğine seçilemezler. (*)  Birlik Yönetim Kurulu Başkan ve üyeleri, Kanunun seçilmeye ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla (**) Genel Kurul toplantılarına katılma ve oy kullanma hakkına sahiptirler.

Yönetim Kurulu kendi üyeleri arasından bir başkan, bir genel sekreter ile bir muhasip seçer. Yönetim Kurulu Başkanı  en az beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış olanlar (***) arasından seçilir. Başkanın bulunmadığı hallerde Başkanın tevkil edeceği kişi Başkanlık yapar.

Birliğin hukukî temsilcisi Yönetim Kurulu Başkanıdır.

Yönetim Kurulu asıl üyeleri arasında boşalma olursa yedeklerden sırasıyla en fazla oy alanlar getirilir. Yeni üye ilk toplantıya çağrılır.

(*) (5786 sayılı Kanunun 12'nci maddesi ile değişmeden önceki şekli) Birlik Yönetim Kurulu, Birlik Genel Kurulu üyeleri arasından iki yıl için seçilen dokuz asıl ve dokuz yedek üyeden kurulur. Yönetim Kurulu üyelerinden beşinin yeminli mali müşavir olması zorunludur. Üyeler arasında yönetim kuruluna seçilecek yeminli mali müşavir yoksa, onlara ait noksan serbest muhasebeci mali müşavirden tamamlanır.

(**) (5786 sayılı Kanunun 19'uncu maddesi ile değişmeden önceki şekli) Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri,

(***) (5786 sayılı Kanunun 19'uncu maddesi ile değişmeden önceki şekli) yeminli mali müşavirler

YARARLANILAN KAYNAKLAR

3568 sayılı yasanın 35. Maddesi

Bertrand Russell’da ,Ahlak Felsefesi ,çv;Osman Elmalı,ataç Yayınları

Halil Kalabalık, İnsan Hakları Hukuku ,Seçkin Yayınları

John Rawls, Kant’ın Ahlak Fesfesesinin Cogito, sayı 41-42 2005

John P. Mccormick, Webwr Habermas ve Avrupa Devletinin Dönüşümü, İş Bankası Yayınları

Pierre Dardot Christian Laval , Dünyanın Yeni Aklı ,çv;Işık Ergüden,İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları

Mıchael J. Sandel, Adalet ,Bingbang Yayınları,2013

Leslie Lipson, Siyasetin Temel Sorunları ,çv;fügen Yavuz, İş Bankası Yayınları ,2005

Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anyasası

İlgili Haberler
left
right
 
 
18 Ocak 2016 Pazartesi 13:06
Okunma: 5963
 
(0 Yorum Yapıldı)Yorumlar
<p>Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.</p>
 
Bu Kategorideki Diğer Haberler
Yazarlar
Yazarlar RSS Beslemesi
 
 
 
Tarihte Bugün
1187 - Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü zaptederek 88 yıllık Haçlı işgaline son verdi.
1870 - Roma, İtalya'nın başkenti oldu.
1923 - Son işgal birlikleri İstanbul'dan ayrıldı.
1924 - Milletler Cemiyeti'nin 47 üyesi zorunlu tahkim protokolünü imzaladı.
1935 - İtalyan ordusu Etiyopya'ya girdi.
1948 - Basın Birliği basında 50 yılını dolduran 96 yazar için bir jübile düzenledi.
1950 - Charles M. Schulz'un çizdiği Peanuts adlı bant karikatür ilk kez yayımlandı.
1953 - Batı Almanya[ NATO'ya kabul edildi.
1957 - ODTÜ'nün temeli atıldı.
1958 - Fransız kolonisi Gine, bağımsızlığını ilan etti.
1966 - Vicente Calderón Stadı açıldı.
1968 - Meksika'da üniversite işgali. Meksika güvenlik güçlerinin müdahalesi üzerine yüzden fazla öğrenci öldü.
1969 - Doğan Avcıoğlu liderliğinde Devrim gazetesini yayımlanmaya başladı.
1969 - Yargıtay, 6 öğrenci örgütünü siyasetle uğraştıkları gerekçesiyle kapattı.
1970 - Ankara'da, Merkezi Antlaşma Örgütü (CENTO) binasına bomba atıldı.
1974 - Eski Milli Birlik Komitesi üyesi General Cemal Madanoğlu ve arkadaşları beraat ettiler.
1975 - ABD, Türkiye'ye konulan silah ambargosunu kısmen kaldırdı.
1978 - Milliyetçi Hareket Partisi sıkıyönetim ilan edilmesini istedi.
1980 - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)avukatlarından Ahmet Veziroğlu ölü bulundu. Bursa Emniyet Müdürlüğü, Veziroğlu'nun Emniyet binasından atlayarak intihar ettiğini iddia etti.
1984 - 12 Eylül 1980 sonrası ilk grev Tuzla'da iki tersanede başladı.
1989 - TRT 3 ve GAP TV resmen yayına başladı.
1990 - Çin havayollarına ait bir Boeing 737 kaçırıldı, Guangzhou havaalanına indikten sonra iki uçağa çarptı; 132 kişi öldü.
1992 - Ege Denizi'ndeki tatbikatlar sırasında, ABD'ye ait uçak gemisinden atılan iki füze Muavenet Muhribi'ne isabet etti; olayda gemi komutanıyla birlikte 5 denizci öldü.
1996 - Peru havayollarına ait bir Boeing 757, Lima'dan kalktıktan hemen sonra Büyük Okyanus'a düştü; 70 kişi öldü.
2001 - Swissair iflas etti.
 
Namaz Vakitleri
 
  • İmsak04:59
  • Güneş06:41
  • Öğlen13:09
  • İkindi16:36
  • Akşam19:15
  • Yatsı20:43
 
 
Anket
Denetim Hakkında Meslektaş ne kadar bilgili?
Çok Bilgili
Az Bilgili
Hiç bir fikri yok
 
 
Lig Puan Durumu
 
Takımlar
O
G
B
M
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
 
Şampiyonlar Ligi
 
UEFA Avrupa Ligi
 
Alt Lig
 
İktisadi Haber Ajansı Çözüm Ortağı
 
Arşiv
 
Süper Loto
31.10.2019 Tarihli Çekiliş Sonucu062224283446
 
On Numara
04.11.2019 Tarihli Çekiliş Sonucu01102527293839404347484950515262646874757778
 
Sayısal Loto
02.11.2019 Tarihli Çekiliş Sonucu062931324445
 
Şans Topu
30.10.2019 Tarihli Çekiliş Sonucu011030323403
 
Gazete Manşetleri
 
 
Kurumsal

İçerik

Denetim Gündemi

Denetim Haberleri

Teknoloji