Uygulamada kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yapı denetimi firmaları tarafından arsa sahipleri adına fatura düzenlendiği ve düzenlenen sözkonusu faturalar karşılığında ödemeyi yapan müteahhitlerce indirim ve iade konusu yapıldığı gözlemlenmektedir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun’un 2. Maddesinide yapı denetim hizmetinin, yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütüleceği ve yapı sahibinin yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil olarak tayin edemeyeceği, aynı Kanun’un 5. maddesinin 1. fıkrasında ise, yapı denetim hizmet sözleşmesinin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedileceği hükmüne yer verilmiştir.
GVK’nun 40 ıncı maddesine göre, safi kazancın tespitinde dikkate alınması gereken genel giderler sayılmıştır.
Bir giderin, genel gider adı altında giderleştirilerek kurum kazancından indirim konusu yapılabilmesi için, bu giderin kazancın elde edilmesi ve idamesi ile doğrudan ilgili bulunması giderle iş arasında açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması, işin önemi ölçüsünde yapılmış bulunması gerekmektedir.
Öte yandan. VUK’un 3’üncü maddesinin (B) bendinde: vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 8’inci maddesinde ise vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Uygulamada müteahhitlerle arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde inşaata ilişkin olarak yapılacak her türlü masrafı müteahhit karşılamaktadırlar. Yapı denetim firmaları yapılan hizmet karşılığı faturayı arsa sahipleri adına düzenlemektedirler fakat ödemeyi müteahhit yapmaktadır. Müteahhitlerde yapmış̧ oldukları bu ödemeyi maliyet yazmaktadırlar. Uygulamada yapılan bu tür işlemler vergi incelemesi sırasında Vergi Müfettişleri tarafından eleştiri konusu yapıldığı görülmektedir. Bu konu verilen çeşitli özelge ve mahkeme kararları ile tartışıla gelen bir konu olmuştur.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bazı özelgelerde yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmasından dolayı faturanın yapı denetim şirketince hizmet verdiği inşaat ruhsatı olan arsa sahibi adına düzenlenmesi gerektiği belirtilerek kat karşılığı yapılan inşaat işleri nedeniyle, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun’un ilgili madde hükmü gereği yapı denetim hizmeti karşılığı yapılan ödemelere ilişkin belgenin yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında bir hizmet sözleşmesi bulunmasından dolayı arsa sahibi adına düzenlenmesi nedeniyle, söz konusu ödemelerin müteahhitlerce ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olmadığı açıklanmaktadır.
Diğer taraftan KDV Kanunu’nun 30/d maddesinde GVK ve KVK’ya göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen bazı özelgelerde söz konusu ödemelerin müteahhitlerce ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesinin mümkün olmadığı gibi bu faturalarda gösterilen bedellerin müteahhit firmalarca arsa sahibi adına ödenmesi nedeniyle iadeye de konu edilmesi mümkün bulunmadığı açıklanmaktadır
Öte yandan Danıştay, başkası adına düzenlenen fatura veya benzeri belgelerdeki KDV’nin fatura veya benzeri belgeye konu mal ve hizmetlerin gerçek alıcısı tarafından indirilebileceği görüşündedir. (D.9.D.12.05.1994 tarih ve E.1993/2595,K.1994/2333 sayılı kararı) Danıştay görüşünde olayın gerçek mahiyetini destekler niteliktedir.
Yukarıdaki bahsi geçen bazı özelgeler, yargı kararları ve uygulamada bazı Vergi Müfettişleri tarafından yazılan raporlar dikkate alındığında Vergi Usul Kanunun 3. Maddesi gereği vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır hükmü gereği dikkate alınarak yapı denetim firmalarının gerçek usulde KDV mükellefi olmayan arsa sahipleri adına düzenlediği fatura tutarlarının sözleşme gereği müteahhit tarafından ödendiğinin banka ödeme belgeleri ile ispat edilmesi durumunda, faaliyetle ilgili gerçek harcamaların maliyet/gider olarak kayıtlara alınması gerektiği ve müteahhit tarafından arsa sahibi adına gider pusulası düzenlenerek karşılıklı imzalandıktan sonra yasal defter kayıtlarına genel üretim gideri olarak intikal ettirilmesinde herhangi bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır.
Fon Havuzu
Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.